Temiz suya erişim temel bir insan hakkıdır.
Zorlu Enerji olarak, özellikle su kıtlığının yaşandığı bölgelerde, su çekimi, tüketimi ve deşarjına ilişkin etkilerimizi sürekli olarak azaltma taahhüdümüzü sürdürüyoruz.
Su sistemleri üzerindeki etkilerimize neden dikkat etmeliyiz?
Küresel su kaynakları, artan nüfus, sanayileşme ve tarımsal faaliyetler nedeniyle ciddi bir baskı altındadır. Dünya genelinde tarım, su tüketiminin yaklaşık %70'ini oluştururken, 2025 yılına kadar dünya nüfusunun %50'sinin su stresiyle karşı karşıya kalması beklenmektedir. İklim krizi ise kuraklık, sel ve su kaynaklarının tuzlanması gibi sorunları derinleştirerek temiz suya erişimi daha da zorlaştırmaktadır. Bu durum, suyun sürdürülebilir yönetimini ve su tasarrufuna yönelik acil eylemleri her zamankinden daha kritik hale getirmektedir.
Küresel su sistemleri ve temiz tatlı su kaynakları, insan tüketimi, kirlilik ve iklim değişikliğinin sonuçları nedeniyle giderek artan bir baskı altındadır. Zorlu Enerji olarak, enerji üretiminin küresel su sistemlerimizi tüketmemesini veya kirletmemesini sağlarken doğanın gelişimine katkı sağlayan yenilenebilir enerji çözümleri geliştirmeyi hedefliyoruz.
Hedeflerimiz doğrultusunda suyla ilgili riskleri ve fırsatları iş planlarımıza entegre ettik ve su tüketim verilerini belirli periyotlarla gözden geçiriyoruz.
Bu riskleri belirlerken santrallerimizin bulunduğu alanlardaki su stresi faktörünü de dikkate alıyoruz. Günümüzde küresel bir sorun olarak karşımıza çıkan su stresi, ekonomik, toplumsal ve çevresel etkilerle sürdürülebilir su kullanımını tehdit etmektedir.
Dünya Su Kaynakları Enstitüsü (WRI)’ne göre; nüfus artışı, sosyoekonomik gelişmeler ve değişen tüketim alışkanlıkları sonucunda, 2050 yılına kadar su ihtiyacının %30 oranında artması öngörülmektedir. WRI Su Riski Atlası’na göre aşağıdaki haritada operasyon sahalarımızdaki riskleri inceleyebilirsiniz.
Başta biyoçeşitlilik olmak üzere tesislerimiz özelinde detaylı su risklerine ve aksiyon planlarına İklim Riski raporumuzdan ulaşabilirsiniz.
İklim Riski Raporu
Zorlu Enerji Olarak Neler Yapıyoruz?
Yürüttüğümüz çalışmalar soncunda elde ettiğimiz çıktıları, şeffaflık ilkesiyle hareket ederek paydaşlarımızla paylaşmayı önemsiyoruz.
Kullanılan su ve etki verilerimizi, CDP Su Programı aracılığıyla raporluyoruz.
Su kullanımının yüksek olduğu santrallerimizde ise ISO 14046 Su Ayak İzi doğrulama süreçlerini tamamlayarak verileri kamuoyuyla paylaşıyoruz.
Kızıldere 1-2-3 Jeotermal Santralleri, Lüleburgaz Doğal Gaz Santrali ve Alaşehir Jeotermal Santrali olmak üzere altı tesisimiz, ISO 14046 Su Ayak İzi sertifikasına sahiptir.
ISO 14001 yönetim sistemimiz ve OEPSAŞ için uyguladığımız DO! Projesi ile su ayakizimizi azaltmak için çalışıyoruz.
ISO 14001, ISO 14046 sertifikalarımız ve CDP raporlarımız için Sürdürülebilirlik Yaklaşımımız sayfasına bakınız.
Proje aşamalarında su düzenlemelerine ve ekosistemlerin korunmasına yönelik kapsamlı Çevresel Etki Değerlendirmeleri (ÇED) gerçekleştiriyoruz. ÇED ve izin süreçlerimize yönelik Çevresel İzinler Tablosu’nu inceleyebilirsiniz.
İşletmeler Çevre İzin Tablosu
Zorlu Enerji Su Yönetimi
Su Geri Kazanımı
Zorlu Enerji Kızıldere 3 Jeotermal santralinde uyguladığı ters ozmos (RO) sistemi ile kullanım suyuna yönelik talep şebeke yerine tesis içerisinden karşılanmaktadır. Kızıldere 3 Jeotermal Santrali'nde yer alan ters ozmos sistemi ile işletmenin su ihtiyacı karşılanmaktadır. Jeotermal kaynaklı suyun çeşitli işlemlerden geçirilerek kullanım suyu parametrelerine uygun hale getirilmesi ile şebeke üzerinden sağlanan su tüketiminin önüne geçilmektedir. Ters ozmos sistemi suyun içerisindeki çözünmüş tuzları, mineralleri ve diğer safsızlıkları basınç yardımıyla özel bir membran filtreden geçirerek ayrıştırma işlemine dayanır. Lüleburgaz termik santralimizde buhar üretimi için su gereksinimi proses üzerinden su geri kazanımı ile kısmen sağlanmaktadır.
Sırada ne var?
Bilim Temelli Hedefler Ağı'nın (Science Based Targets Network) yayımlayacağı tatlı su metodolojisi doğrultusunda, bilim temelli hedefler belirlemeyi amaçlıyoruz. Bu çerçevede, tedarik zincirimizdeki potansiyel su etkilerini haritalandırarak su kaynaklarının korunmasına yönelik proaktif yaklaşımımızı güçlendireceğiz.