Yönetim Kurulu Başkanı'nın Mesajı

Değerli Paydaşlarımız,

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve bölgedeki diğer illerimizde de şiddetli etkisi hissedilen deprem felaketi nedeniyle büyük üzüntü içindeyiz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyor, tüm yaralılarımızın bir an önce sağlığına kavuşmasını ve bölgedeki yaraların bir an önce sarılmasını temenni ediyoruz.

Böyle dönemlerde dayanışmanın en önemli güç olduğuna inancımızla depremden etkilenen illerimizdeki gelişmeleri yakından takip ediyor, her türlü destek için ilgili kamu kurumları ve yardım ekipleri ile iletişimde kalmaya devam ediyoruz.

Zorlu Grubu olarak, tüm imkânlarımızla depremden etkilenen bölge halkının yanında olabilmek adına ilk günden bu yana çalışıyoruz. Bugüne kadar Grup şirketlerimiz ve Mehmet Zorlu Vakfı aracılığı ile bölgeye 250 milyon TL’ye karşılık gelen yardımlarda bulunduk. Bundan sonra da bölge halkının yanında olmak için kuracağımız 5.000 kişilik konteyner yaşam alanı ve inşa edeceğimiz okullarımız ile yardımlarımızı 1 milyar TL’ye ulaştıracağız. Yetmiş yıldır olduğu gibi bundan sonra da ülkemiz ve toplumumuzun sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlama sorumluluğuyla çalışacağız.

2022, tüm dünyayı etkisi altına alan, ekonomik, sosyal ve siyasal anlamda belirsizliklerin ve sorunların yaşandığı zor bir yıl oldu. Son kırk yılın en yüksek enflasyonu, çoğu ülkelerde sıkılaşan mali koşullar ve devam eden COVID-19 salgınının ekonomik etkilerinin ağırlaşmasının yanında Rusya-Ukrayna savaşı küresel ekonomi üzerinde baskı oluşturdu. Pandemi döneminde genişlemeci para ve maliye politikalarına yönelen merkez bankalarının politikalarını sıkılaştırması ile politika yapıcıların enflasyonu aşağı çekme hedefleri, küresel ölçekte tüm sektörlerdeki talebi yavaşlattı. Bu durum ise ekonomilerin giderek artan bir kısmının büyümede yavaşlama veya daralma içine girmesine sebep oldu.

Küresel büyüme oranının 2021’de yüzde 6’dan 2022’de yüzde 3,2’ye düştüğü ve 2023’te yüzde 2,7’ye kadar yavaşlayacağı tahmin ediliyor. Bu tahminler, küresel mali kriz ve COVID-19 salgınının akut aşaması dışında 2001’den bu yana gözlenen en zayıf büyüme rakamına işaret ediyor ve önemli bir yavaşlamayı gösteriyor. 2022’de ABD ekonomisindeki yavaşlama, Euro bölgesindeki daralma ve Çin’de yaşanan emlak sektörü krizi ve devam eden COVID-19 salgını nedeniyle küresel ekonomi art arda iki çeyrek negatif büyüme sergiledi. Küresel enflasyon ise 2021’de yüzde 4,7 iken 2022’de yüzde 7,7 olarak gerçekleşti.

Enerji ise bu gelişmelerden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Doğal gaz rezervinin yüzde 20’den fazlasına sahip olan Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle tırmanan ve Rusya ve AB arasındaki iki ana doğal gaz hattı “Kuzey Akım” ve “Yamal”ın tarihinde ilk kez neredeyse durma noktasına geldiği küresel enerji krizi; haneleri, işletmeleri ve tüm ekonomileri geniş kapsamlı etkiledi. Hükümetlerin aldığı kısa vadeli aksiyonların yanında gelecekteki kesinti riskini azaltma ve yenilenebilir enerjiyi teşvik etmeye yönelik uzun vadeli planlar oluşturulmaya başlandı.

Avrupa’nın başrol olduğu bu küresel kriz ve doğal gaz sorunu 2022 yılında enerji piyasasındaki tartışmaların merkezine yerleşirken, Avrupa’da iklim krizi mücadelesinin yerini yaşam mücadelesi aldı. Bölgedeki enerji krizi ile geçtiğimiz yıllarda artan yenilenebilir enerji yatırımlarının ivmesi düşerken, kömür yatırımları yükselişe geçti ve ülkeler art arda kapanan nükleer santrallerin tekrar açılmasına karar verdi. Avrupa ülkeleri için doğal gaz arzındaki azalmayı ikame edecek olan LNG ithalatı bir önceki yıla oranla yüzde 60 oranında artarken, TTF gazın fiyatı da on kattan fazla yükseldi.

Tüm bu gelişmeler ışığında baktığımızda, küresel düzlemde sektörün beklentisi regülatif etkilerin azalması yönünde iken gelinen noktada ise beklentinin olası resesyonu aşmak için sektörde kamu yatırım desteğinin artması yönünde değiştiğini gözlemliyoruz. Diğer yandan küçülme eğilimli

yaşam trendlerinden kaynaklanan dönüşümle birlikte dağıtık sistem ihtiyaçlarının arttığını, bunun da altyapı yatırımlarının hızlanmasını gerektirdiğini görüyoruz.

Söz konusu küresel krizle birlikte önümüzdeki birkaç yıl fosil yakıtlara olan talep artsa da fosil yakıtların küresel enerji içindeki payının 2030’a kadar yüzde 75’in altına, 2050’ye doğru yüzde 60’lara düşmesi bekleniyor. İklim taahhütlerini tam olarak yerine getirme çabası da fosil yakıtlara olan talebin hedeflenen süreler içinde düşürülmesini etkileyecek bir unsur olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda bu noktada verimlilik ve elektrifikasyon odaklı işler sektörün merkezine yerleşirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının da artan önemi bir kez daha kanıtlanmış oluyor.

Temiz enerji teknolojilerindeki gelişim ve sağlanan maliyet avantajları, düşük emisyonlu hidrojen gibi yeni teknolojilere yönelik teşvikler ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Enflasyon Düşürme Yasası gibi gelişmelere sahne olan küresel temiz enerji ekonomisi, Avrupa’nın temiz enerji için artan çabası ve yeni politikalarla desteklenip gelişerek günden güne büyüyor.

Enerji sektörü de tüm dünyada bağımsız ve dağıtık yenilenebilir enerji dönemine doğru büyük bir hızla yol alıyor. Gelişmekte olan teknolojilerle birlikte arz güvenliği, dijitalleşme, siber güvenlik, blockchain gibi alanlardaki yatırımlar genişlerken, yenilenebilir enerjinin yaşamsal önemi daha iyi anlaşılıyor. Uluslararası Enerji Ajansı verileri, gelecek 5 yılda yenilenebilir enerjide beklenen büyümenin, dünyada son 20 yılda yaşanmış olan büyümeye eşit olacağını gösteriyor. Zorlu Enerji olarak yıllardır üstünde çalıştığımız yeşil sertifikalandırma, hibrit santraller, elektrikli araç şarj istasyonları ve enerji verimliliği gibi alanların sektörde yerini hızla genişlettiğini, paralelinde tüm dünyada ESG çalışmalarının sektörlerin odağına sadece kâğıt üstünde değil, sahada da yerleştiğini görüyor ve sektörümüz adına yaptığımız öncülükten memnuniyet duyuyoruz.

Türkiye 2022 yılında Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı’nda (COP27) 2030’a kadar emisyon azaltım hedefini yüzde 21’den yüzde 41’e çıkardı. 2038, emisyon pik tarihi olarak belirlenirken 2038’den sonra emisyonların düşmeye başlayacağı ve net sıfır hedefinin ise 2053’te sağlanacağı açıklandı.

Ülkemizin hem ekonomik büyümesini hem de yeşil enerji dönüşümünü destekleyecek ve 2053 net sıfır emisyon hedefi çerçevesinde hazırlanan Ulusal Enerji Planı 2022 kapsamında; 2035 yılına kadar enerji tüketiminde yaklaşık yüzde 39,5’lik artış öngörülüyor. 2020 yılı için birincil enerji tüketimi içerisinde yüzde 16,7’lik paya sahip olan yenilenebilir enerji kaynaklarının ise 2035 yılına kadar yüzde 23,7 bandına yükseleceği belirtiliyor. Yeşil enerji dönüşümünü “bir üst merhaleye” taşıyacak plan kapsamında, elektrikli araç ekosisteminin yaygınlaştırılmasına yönelik teşviklerle 2030 yılına kadar yollarda 1 milyon elektrikli araç olması hedefleniyor.

Enerji talebinin, ekonomik büyüme ve nüfus artışına bağlı olarak önümüzdeki yıllarda da artmaya devam etmesi bekleniyor. Enerji sektörüyle ilgilenen yatırımcıların petrol ve doğal gaz gibi geleneksel enerji kaynaklarının yerine yenilenebilir enerji sektöründeki fırsatları değerlendirmek isteyecekleri öngörülürken; yatırımların sera gazı emisyonlarının azaltılması, doğal varlıkların korunması, yerel toplulukların desteklenmesi ve çalışanların çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi kavramları içermesi önemli hale geliyor.

Bu alanda yatırım yapacak şirketlerin sürdürülebilirlik yaklaşımı ve değerleri ile ÇSY ve finansal hedefleri uyumlu olmalı. Müşteriler, çalışanlar, yatırımcılar gibi tüm paydaşların ihtiyaç ve beklentileri bu hedefler oluşturulurken dikkate alınmalı.

Zorlu Enerji de 2022 yılı gelişmelerini yakından takip ederek iş modelini küresel gelişmelere uyumlu şekilde geliştirmek için çalışmalarına hızla devam ediyor. Zorlu Enerji; çevresel etkileri, sosyal uygulamaları ve kurumsal yönetişim performansını ölçen ESG değerlendirmesinde 2021’de 57 olan performans notunu bu sene 61 puana yükselterek notunu “ileri düzey” olarak tescil ettirdi. ESG temelli yenileyici iş modeli yaklaşımı ile geleceğe hazırlanan Zorlu Enerji’nin ekonomik kırılganlıklara ve iklim risklerine karşı daha güçlü bir şekilde hazırlıklı olacağını düşünüyorum.

Bugüne kadar olduğu gibi yüksek nitelikli insan kaynağımız, ortaya koyduğumuz yenilikçi çözümlerimiz, enerjide arz güvenliği ve sürdürülebilirlik odaklı projelere yaptığımız yatırımlarla yarattığımız değeri paydaşlarımızla paylaşmayı sürdüreceğiz.

Her zaman olduğu gibi 2022 yılında da güç şartlara rağmen yüksek motivasyon göstererek kesintisiz enerjiyi ülkenin en uç noktalarına taşımamızda pay sahibi olan şirketimiz çalışanlarına, daimi desteklerini hissettiğimiz hissedarlarımıza, kıymetli iş ortaklarımıza ve tüm paydaşlarımıza bu vesileyle teşekkürlerimi sunuyorum. Cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlayacağımız 2023 yılının başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyaya esenlik, sağlık, barış ve refah getirmesini gönülden diliyorum.

Saygılarımla,

Zeki ZORLU

Yönetim Kurulu Başkan